8 Haziran 2017 Perşembe

Gerçek Fakirlik

Günlerden bir gün gerçekten zengin bir baba oğlunu yakın bir köye götürdü. Bu yolculuğun tek amacı vardı, insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek. Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gece ve gün geçirdiler. Yolculuktan dönüşlerinde baba oğluna sordu,


“İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?”

“Evet!”

“Ne öğrendin peki?”


Engin Demirci
HAZİRAN 2017

İnanmak



Köyün birinde kuraklık olmuş. Ne tarlaları canlandıracak ne de hayvanların içebileceği bir damla su varmış. Tam bir kuraklık havası hâkimmiş. Çaresiz köylüler, çareyi Hak kapısında aramışlar. Çoluk çocuk herkesi toplanmış, yanlarına hayvanlarını da alarak, yağmur duası için kırlara çıkmışlar.



Sunumu indirin


Engin demirci 
Haziran 2017

Nasıl bir cami!



Peygamber efendimiz (SAV) buyuruyor.
“Kim Allah’ın rızasını talep ederek mescit inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder.”(Buhari salat 65;Müslim,mecaid 25)

Peygamberimizin yukarıdaki hadisi bizlere büyük bir müjde veriyor. İhlasla yapılmış her yardım o bir dünyada bize hiç tahmin edemeyeceğimiz kadar fazlasıyla  geri dönecektir. Birde bu yapılan yerlerde, Rabbimizin ismi anılıyorsa mükafatımız daha katmerlenecektir. Bu ödül ,bire bin değil tahminlerimizin üstünde bir ödül olacaktır. Sınırlı  dünyada sınırlı bakışımızla  ahireti kavrayamayacağımıza göre çalışarak teslimetle,ihlasla ,o bir dünya için çalışıp yol alabilmeyiz.
Maddi gücümüz yeterliyse, cami ama nasıl bir cami üzerinde kafamızı yormalıyız ,en iyi mimarlar en iyi ustalarla çalışmalayız.Tarihimizde üstüne koyarak daha iyisine yapan Mimar Sinan’ımız bize yol göstericidir. Onun izinde ama onu geçmeye inanmış mimarlar yetiştirmeliyiz. Standart camiler yerine doğaya bütünleşik estetik bakımdan göze hitap eden ayrıca ruhumuza huzur veren camiler yapmalıyız. İç ve dış tasarım iç açıcı olmalı ;camilere İslam ve Türk kültürünü yansıtıcı sanatlar nakşedilmelidir. Cemaatin cami içindeki  her türlü ihtiyacını kolayca karşılandığı bölümler oluşturulmalı.Camideki bahçe kültürüne  ,bir Japon’dan ,bir batılılıdan daha çok önem vermeliyiz. Günümüzde her şehirde modern futbol statları yapılıyor ,statların tasarımları o şehri simgeliyor, gel görkü bunu camii konusunda gerçekleştiremiyoruz. Önemli olan camiyi hızlı yapmak değil , camiye değerler  katmaktır. Bunun içinde, işin ehillerini bir araya gelip güzel projeleri ortaya koyulması lazım ,millet olarak beklemeye razıyız.

Caminin süsü cemaattir; Müslümansın caminin anlam ifade etmediğini benim kadar sizlerde biliyorsunuz. Öz değerlerimize bağlı, cins kafalardan oluşan, ortak amaçlar için birlikte yürüyebilen  nesiller yetiştirmemiz lazım ,muhakkak bu mesele  diğer meselelerden daha önemli; sonucunda Allah’ın ve peygamber efendimizin istediği bu nesilin camii yaptırması ve Müslümanca yaşamasıdır.

Bir kimse evine gelene nasıl ikramda bulunursa, Allah’ta evine(camiye) gelene özel ikramda bulunur.(Sahih-i Buhari Cilt 2,sayfa 625)
Mescitler yeryüzünde Allah’ın evleridir. Gökteki yıldızların yer ehlini aydınlattıkları gibi, onlarda gök ehlini aydınlatırlar.(Heysemi Mecmeuz-Zevaid 117)

Engin DEMİRCİ
8/6/2017
MALATYA

28 Mayıs 2017 Pazar

En zor iş : Keyfiyetli insan yetiştirmek



Keyfiyetli insan yetiştirmek tarihin en çetrefilli işi olagelmiştir. Geçişten günümüze keyfiyet yönünden aranan insan, vardığı yeri , toparlamış , imar etmiş ,insanlara ,toplumlara yeni soluklar getirebilmiştir. Yetiştirdikleri insanlar rüzgar ve polenin hikayesinde olduğu gibi yeryüzüne dağılıp insanlara faydalı olmuşlardır. Bu insanların en tepesindekiler Peygamberler, onların dostum ve kardeşim dedikleri insanlardır. Onları tanımayı sizlere bırakarak tan Dünya ve ülkemiz için keyfiyetli insanın öneminden bahsetmenin alanım açısından daha doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyorum.

Dünyanın süper gücü olarak kabul edilen ABD, farklı millette ve kültürde insanların birlikte yaşadığı ülke konumundadır. Kimilerinin şeytan dediği bu ülkeden , ordusunun katliamları ,gelir adaletsizliğinde yeri vb. nedenlerle nefret edebilirsiniz;

Ancak gerçeği de görmemiz lazım ,bu ülkenin en tepelerde olmasının ,birtakım kriterleri yerine getirmekle ilgili olduğunun, benim gibi sizlerde kabul edersiniz, kendi çöplüklerinde hukuku iyi işletirler ,insanlara yatırımı vazgeçilmez görürler, bu ve bunun gibi nedenlerden dünyada söz sahibi olabilmişlerdir. Japonyanın gelişimi de ayrı bir hikaye 2.dünya savaşının acılarını içlerine bir atıp ,ülke içindeki sınırlı imkanları değerlendirip dünyaya açılmak, gençlerin girişimcilerin bu gerçek hikayelerden alacağı dersler vardır.Güney Kore ekonomik olarak güçlenmesini de görmezden gelemeyiz. Bizim için önemli olan bu ülkelerdeki insan yatırımının, bizim ülkemizde nasıl farklı bir yolla yapılacağıdır. Şunuda söylemeden edemeyeceğim konu dışı olsa da bu dediklerim dışında birde bu ülkelerin pekte görülmeyen sorunları vardır. Bunlar aysberg gibi aşagıdadır.Bir kısmı bize uymaz çünkü kültürel ve dini değerlerimiz buna izin vermez. Bir kısmı da etkinin miktarına bağlıdır.



İnsanların bir kısmı doğuştan kumaşı iyi olarak doğar ,belli yaştan sonra çocuktaki yetenekler ailesi tarafından , öğretmenleri tarafından fark edilir, (fark edilmeyenler, yanlış anlaşılmalar sonucu hayatı kararanların olduğunu söylemek lazım),böyle çocukları iyi tepit edip, onlara özgü eğitim ve öğretim aktiviteleriyle donatılmış , uygulanabilir gerçekçi müfredatlar hazırlanmalı ,en az onlar kadar akıllı ,zeki fedakâr öğretmenler tarafından, bu üstün zekalı öğrenciler yetiştirilmelidir.Ahlak,merhamet,sevgi gibi manevi değerleri iyi verilmeli diğer bilgilerde yanında gelmelidir. İnsanlığın aradığı değerler bunlardır yıkmadan dökmeden karşıdakini anlayabilen, yolu yollar yapabilen, kapıları sonuna kadar açan ,defalarca yere düşsede bir o kadar ayağa kalkıp yoluna devam insan…

Bu iş çok önemlidir nükleer santrallerdeki gibi en küçük ihmal bu gençlerin yarardan çok zarar vermesine de neden olabilecektir.

İnsanların bir kısmı da normal diyebileceğimiz kategorinin içinde yer alır. Bunların gelişiminde iyi bir aile, çevre ,öğretim ve eğitim aldıkları öğretmenler önemlidir. Ülkemizde en çok zayiatta burada veriliyor. Müfredattaki gereksiz konular yada yer alması gereken konuların ihmal edilmesi ve yahut olmaması. Öğrencilerin yeterince gerçek hayata adapte edecek etkinliklerin olmaması, okul ve sportif binaların yetersizliği ,her anlamda rehberliğin yüzeysel ,yetersiz olması ,ailelerdeki belli bölümlere olan saplantı ve plansızlık beraberinde başarısızlığı getiriyor. ÖSYM nin yaptığı sınavların sonuçları öğretimin geldiği durumu bize anlatmıyor mu?.Özellikle liseye geçişi sınavındaki ayır edicilik kalmamış durumda, çocukların bir kısmı zorla okula yollanıyor. Meslek liselerinin durumu ortada işe yaramaz denen öğrenciler bu bölümlere yönlendiriliyor. Oysa üretim için gerekli ara elamanlar buralarda yetiştirilmeli ,ahi ,lonca , benzeri sistemler , örnek alınıp , yeni ,yerli ülkemizde işe yarayacak bir sisteme geçiş yapılmalı. Bunlar yapılmadığı takdirde ülkemizin gelişimi güdük kalacaktır dolayısıyla da Dünya üzerinde daha az söz sahibi olacağız.


Öğretmenlik hayatımda o kadar fedakar aile gördüm ki, imkansızlıklar içinde mücadele ediyorlardı kurbağalar hikayesinde olduğu gibi çırpınıyorlardı ; bana da bir anlamda ders veriyorlardı, içimdeki mesleğime karşı olan aşkımı ,ülkemin insanlarına karşı olan inancımı artıyorlardı. Bu insanlar pes etmemeli yalnız bırakılmamalı, ellerinden tutulmalı, bu insanlar için ne yapılsa azdır, insan olarak, ülke olarak, devlet olarak üzerimize düşen görevler yaparsak o zaman insanlığa vereceğimiz çok şeyler olur.


Unutmayalım Keyfiyetli insanları yetiştirmekte , herkesin üzerine düşen görevler vardır. İnşallah geçmişteki olumlu, olumsuz olaylardaki dersleri görüp, bunlardan analiz çıkarıp, ayağımızı sağlam yere basarak ,yavaş yavaş da olsa ,doğru yoldan ilerleyip ,beklenen insanları yetiştirebiliriz. Tam tersi bir durumda ,kısır döngü halinde oyalanarak dönüp durur ve yapmadıklarımızla yargılanırız.
Engin DEMİRCİ
28.MAYIS 2017

26 Mayıs 2017 Cuma


Yɑğmur gibi bereketli ve yɑğmur tɑneleri kɑdɑr tɑtlı bereketli rɑmɑzɑnlɑr dilerim
Sahura kalkmak berekettir. Bir yudum su içseniz bile onu terk et­meyiniz. Çünkü Allah sahura kalkanlara rahmet eder. (Müsned, 3:44)

10 Mayıs 2017 Çarşamba

Gaye üzerine dağınık bir yazı


Aklı başında herkesin bir değil ,onlarca gayeye sahip olması lazım. Gayelerin bazılarının  öncelikli olması işin doğası ile ilgilidir ,iş sahibi olmak ,evlenmek çocuk sahibi olmak gibi sonuçlar bize gayelerin  varlığını gösterir. Dünyaya basit gayeler için gelmedik ama bazı gayeler belli bir dozajta  önemlidir ,ulvi  gayelerin varlığı her zaman öne çıkmıştır. Ulvi gayelerdeki en büyük yol gösterici peygamberler,peygamber dostlarıdır. Tatlı dilleri, geniş bilgileri , eşsiz yürekleri milyonlarca insana yol gösterici olmuştur ama tabi bu tek başına yetmedi, insan unutan ve isyan eden bir varlık olduğuna göre bu özelliklerin olumsuz etkilerinin en az da indirilmesi lazımdı tekrar tekrar sebat ederek yeniden ayağa kalkarak yolumuzda yürümemiz gerekirdi. İyi nesiller yetiştirmek ailelerin en büyük görevi haline gelmelidir  , aile eğitimi önemli hale getirilmelidir . Günümüzdeki İnsanın En büyük çıkmazlarının biri de maddi değerler uğruna Manevi değerleri erozyona uğratmaktır. Seneca bazı insanlar hayatta hiçbir gayeye sahip olmadan yaşar ,böyle insanlar bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler onlar gitmezler ancak suyun akışına kapılırlar akarlar der amaçsız gezen çabalamayan insanlar gerçekten toplumda insanları çok yorar, bu bir gerçektir aslında hikayelerimiz nasıl bir insan olduğumuzu gösterir.Uzun soluklu bir mücadele bizi beklediğini unutmamalıyız ,yılmamalıyız hızlı hareket etmeliyiz ama üstün körü iş yapmamalıyız
Toplumun içinde sevilen farklı görüşlere saygı gösteren kanaat önderlerinden faydalanmalı ,bunlarla oluşturulan ekiplerin aldığı  kararların  risale haline getirilip devlet yöneticilerine sunulmasının önü açılmalıdır
Ayrıştırıcı konulardan uzak durulmalı herkesin anlayacağı konularda iş birliği yapılmalıdır.
Eğitim sağlık teknoloji spor askeriye gibi alanlarda ,ülkemiz yakın ve uzak hedefleri çok iyi tespit edilmeli bu hedeflere ulaşmada çoğunluğun desteği alınmalıdır ;mesleki eğitim baştan  yapılandırılması. Bu okullardan çıkan öğrenciler sınava tabi tutup başarılı olanlar yeniden eğitilmelidir ,ülkemizde üretilmeyen ürünlerin ülkemizde üretilmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Çin gibi ülkelerinden bilgi transferinin nasıl gerçekleştirildiğine iyi incelemeliyiz ve tatbik etmeliyiz Eğitmeyi,öğretmeyi çok seven yeniliklere açık  eğitimcileri ihtiyacımız var fedakar, tam donanımlı öğretmenler yetiştirmeliyiz ,var olanları da yeni neslin yetiştirilmesinde kullanmalıyız; 15 yıllık öğretmenlik yaşamında binlerce genç dimağın harcandığını destek olunmadığına şahitlik etmiştim Çoğunlukla kimi zaman aileden ,kimi zaman arkadaş çevresinden ,dış etkilerden ,kimi zaman da öğretmenden kaynaklanan problemler çocukların ve gençlerin dayanılmaz hüzünler acılar yaşadığının gördüm ,hepsine gücüm yetmedi, umarım beni affederler , hepsini önemsedim onlar için dua ettim Allah inşallah bu konuda bana büyük bir hesap sormaz. Öğrencilerimiz turnusol kağıdı gibi aynı fikirde olmasına gerek yok Ccins kafalara da ihtiyacımız var, bunun bilincinde hareket edip bir ayağa milli , manevi değerlerimize dönük bir ayağı da dünyaya ayak uyduran öğrenciler yetiştirilmeli.

Yeri gelince kendi yağında kavrulan dünyanın her yerinde çalışabilecek gençlere ihtiyacımız olduğu muhakkak başarılı olduğumuz takdirde bunu başarılan gelecek nesiller tarafında iyi yad edilecektir


Engin DEMİRCİ
10/05/2017

Adaletin Gölgesinde 9 Yıl

   “Adaletin Gölgesinde 9 Yıl” Geciken Adaletin Sessiz Tanıkları: Bir Öğretmenin Hikâyesi Adalet, sadece mahkeme kararlarıyla değil, toplumu...