Keyfiyetli insan yetiştirmek tarihin en çetrefilli işi olagelmiştir. Geçişten günümüze keyfiyet yönünden aranan insan, vardığı yeri , toparlamış , imar etmiş ,insanlara ,toplumlara yeni soluklar getirebilmiştir. Yetiştirdikleri insanlar rüzgar ve polenin hikayesinde olduğu gibi yeryüzüne dağılıp insanlara faydalı olmuşlardır. Bu insanların en tepesindekiler Peygamberler, onların dostum ve kardeşim dedikleri insanlardır. Onları tanımayı sizlere bırakarak tan Dünya ve ülkemiz için keyfiyetli insanın öneminden bahsetmenin alanım açısından daha doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyorum.
Dünyanın süper gücü olarak kabul edilen ABD, farklı millette ve kültürde insanların birlikte yaşadığı ülke konumundadır. Kimilerinin şeytan dediği bu ülkeden , ordusunun katliamları ,gelir adaletsizliğinde yeri vb. nedenlerle nefret edebilirsiniz;
Ancak gerçeği de görmemiz lazım ,bu ülkenin en tepelerde olmasının ,birtakım kriterleri yerine getirmekle ilgili olduğunun, benim gibi sizlerde kabul edersiniz, kendi çöplüklerinde hukuku iyi işletirler ,insanlara yatırımı vazgeçilmez görürler, bu ve bunun gibi nedenlerden dünyada söz sahibi olabilmişlerdir. Japonyanın gelişimi de ayrı bir hikaye 2.dünya savaşının acılarını içlerine bir atıp ,ülke içindeki sınırlı imkanları değerlendirip dünyaya açılmak, gençlerin girişimcilerin bu gerçek hikayelerden alacağı dersler vardır.Güney Kore ekonomik olarak güçlenmesini de görmezden gelemeyiz. Bizim için önemli olan bu ülkelerdeki insan yatırımının, bizim ülkemizde nasıl farklı bir yolla yapılacağıdır. Şunuda söylemeden edemeyeceğim konu dışı olsa da bu dediklerim dışında birde bu ülkelerin pekte görülmeyen sorunları vardır. Bunlar aysberg gibi aşagıdadır.Bir kısmı bize uymaz çünkü kültürel ve dini değerlerimiz buna izin vermez. Bir kısmı da etkinin miktarına bağlıdır.
İnsanların bir kısmı doğuştan kumaşı iyi olarak doğar ,belli yaştan sonra çocuktaki yetenekler ailesi tarafından , öğretmenleri tarafından fark edilir, (fark edilmeyenler, yanlış anlaşılmalar sonucu hayatı kararanların olduğunu söylemek lazım),böyle çocukları iyi tepit edip, onlara özgü eğitim ve öğretim aktiviteleriyle donatılmış , uygulanabilir gerçekçi müfredatlar hazırlanmalı ,en az onlar kadar akıllı ,zeki fedakâr öğretmenler tarafından, bu üstün zekalı öğrenciler yetiştirilmelidir.Ahlak,merhamet,sevgi gibi manevi değerleri iyi verilmeli diğer bilgilerde yanında gelmelidir. İnsanlığın aradığı değerler bunlardır yıkmadan dökmeden karşıdakini anlayabilen, yolu yollar yapabilen, kapıları sonuna kadar açan ,defalarca yere düşsede bir o kadar ayağa kalkıp yoluna devam insan…
Bu iş çok önemlidir nükleer santrallerdeki gibi en küçük ihmal bu gençlerin yarardan çok zarar vermesine de neden olabilecektir.
İnsanların bir kısmı da normal diyebileceğimiz kategorinin içinde yer alır. Bunların gelişiminde iyi bir aile, çevre ,öğretim ve eğitim aldıkları öğretmenler önemlidir. Ülkemizde en çok zayiatta burada veriliyor. Müfredattaki gereksiz konular yada yer alması gereken konuların ihmal edilmesi ve yahut olmaması. Öğrencilerin yeterince gerçek hayata adapte edecek etkinliklerin olmaması, okul ve sportif binaların yetersizliği ,her anlamda rehberliğin yüzeysel ,yetersiz olması ,ailelerdeki belli bölümlere olan saplantı ve plansızlık beraberinde başarısızlığı getiriyor. ÖSYM nin yaptığı sınavların sonuçları öğretimin geldiği durumu bize anlatmıyor mu?.Özellikle liseye geçişi sınavındaki ayır edicilik kalmamış durumda, çocukların bir kısmı zorla okula yollanıyor. Meslek liselerinin durumu ortada işe yaramaz denen öğrenciler bu bölümlere yönlendiriliyor. Oysa üretim için gerekli ara elamanlar buralarda yetiştirilmeli ,ahi ,lonca , benzeri sistemler , örnek alınıp , yeni ,yerli ülkemizde işe yarayacak bir sisteme geçiş yapılmalı. Bunlar yapılmadığı takdirde ülkemizin gelişimi güdük kalacaktır dolayısıyla da Dünya üzerinde daha az söz sahibi olacağız.
Öğretmenlik hayatımda o kadar fedakar aile gördüm ki, imkansızlıklar içinde mücadele ediyorlardı kurbağalar hikayesinde olduğu gibi çırpınıyorlardı ; bana da bir anlamda ders veriyorlardı, içimdeki mesleğime karşı olan aşkımı ,ülkemin insanlarına karşı olan inancımı artıyorlardı. Bu insanlar pes etmemeli yalnız bırakılmamalı, ellerinden tutulmalı, bu insanlar için ne yapılsa azdır, insan olarak, ülke olarak, devlet olarak üzerimize düşen görevler yaparsak o zaman insanlığa vereceğimiz çok şeyler olur.
Unutmayalım Keyfiyetli insanları yetiştirmekte , herkesin üzerine düşen görevler vardır. İnşallah geçmişteki olumlu, olumsuz olaylardaki dersleri görüp, bunlardan analiz çıkarıp, ayağımızı sağlam yere basarak ,yavaş yavaş da olsa ,doğru yoldan ilerleyip ,beklenen insanları yetiştirebiliriz. Tam tersi bir durumda ,kısır döngü halinde oyalanarak dönüp durur ve yapmadıklarımızla yargılanırız.
Engin DEMİRCİ
28.MAYIS 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder