Yaklaşık 55 yıllık hayatının neredeyse 25 yılını vezir ve sultan olarak geçiren, ömrünün büyük bir kısmını harp meydanlarında tüketen, Ortadoğu’daki Haçlı varlığının belini kıran ve onu asla eski gücüne kavuşamayacağı bir hale getiren ve böylece İslam dünyasının kudretini bütün dünyaya göstermiştir.
Ölüm döşeğindeyken, emri gereğince şehre dağılan münâdiler, mızrağa geçirilmiş kefenini göstererek şu ibret yüklü sözü haykırmışlardı:
“Ey ahâli!.. Bilin ki, Şarkın hâkimi Sultan Selâhaddin ölmek üzeredir. Ahirete ancak şu bez parçasını götürebilecektir. Öyleyse, Allah’a kullukta gevşeklik göstermeyin!..”
Vasiyeti sorulduğunda da, kelimesi kelimesine şu kısa beyanda bulunmuştu:
“Vasiyetim, ümmetin saâdet ve huzurunu dilemekten başka bir şey değildir.”
Şanlı İslâm Mücâhidi vefat ettiğinde ise, yanındaki komutanlardan Mahmut Han, elinde tuttuğu kılıcı havaya kaldırıp şöyle bağırmıştı:
“Ey Cemaat-i Müslimîn! İşte hükümdarınızın bütün serveti bu kılıçtan ibârettir!..”
Ölüm döşeğindeyken, emri gereğince şehre dağılan münâdiler, mızrağa geçirilmiş kefenini göstererek şu ibret yüklü sözü haykırmışlardı:
“Ey ahâli!.. Bilin ki, Şarkın hâkimi Sultan Selâhaddin ölmek üzeredir. Ahirete ancak şu bez parçasını götürebilecektir. Öyleyse, Allah’a kullukta gevşeklik göstermeyin!..”
Vasiyeti sorulduğunda da, kelimesi kelimesine şu kısa beyanda bulunmuştu:
“Vasiyetim, ümmetin saâdet ve huzurunu dilemekten başka bir şey değildir.”
Şanlı İslâm Mücâhidi vefat ettiğinde ise, yanındaki komutanlardan Mahmut Han, elinde tuttuğu kılıcı havaya kaldırıp şöyle bağırmıştı:
“Ey Cemaat-i Müslimîn! İşte hükümdarınızın bütün serveti bu kılıçtan ibârettir!..”
Sultan Selahaddin-i Eyyubi, 4 Mart 1193 tarihinde Dımaşk (Şam)’da hayata gözlerini yummuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder